Lothrie Giselle Lytnéva
Mesaj Sayısı : 6
| Konu: Lothrie Giselle Lytnéva C.tesi Haz. 27, 2009 11:06 pm | |
| Vampir için Karakter Kartı
Tam Adı:Lothrie Giselle Soyadı:Corvinus Yaşı:21 İstediği klan(ayrıntlı bilgiler yukarıda):Brujah Meslek(öğrenci/doktor..):Öğrenci
Nelere Karşı Zayıftır *Kana *kokuya *kardeşine * Sevdikleri *Kendisi *kan *kardeşi * Sevmedikleri *havalılar *züppeler *şımarık kızlar * Fiziksel Görünüş *
Buz mavisi gözleri olmasına rağmen vampir olduğu için gözleri daima rengi değişir..Çok nadşr syah rengini alır. buda sinirleniği zaman olur. Öyle siyahtır ki,herkes gözlerine bakamaz. Gözleri derin bir kuyu gibidir. Dalınır fakat bir daha çıkalamaz. İçinde kaybolursun. Siyah gözleri bazı zmanadalar şefflaşır,gri bir ton alır. Keskin bakışlarından yanı sıra daima sinsici bakar. Belinin üzerindeki sarı saçları ise bir başak gibidir. Çok fazla dalgalı olmadığı halde ıslandığında elektirikli ve hafif kıvırcıklaşır. Orta boylu ve zayıftır. Orantılı bir vücudu vardır. Vücut hatları belli çekici bir görünüme sahiptir.
Kişiliği * KişiliğiÇözümlenmek istenen fakat çözümü olmayan bir problem gibidir . İfadesi her an her yerde değişebilir. Dediğim dedik olmakla beraber,kendi sözünü dinletmek ister. Daima lider olmayı hedeflemiştir. Hür olmak onun için herşeydir. Başkalarına bağlı yaşamak yerine tek başına yaşamayı seçmiştir. Çevresine karşı sıcak olsada yabancılara karşı her zaman soğuktur. Çevresindeki insanlar ailesi ve yakın dostlarını kapsamaktadır. Taviz vermeyen bir yapısı vardır. Suçu ve ihaneti affetmez. Onun için tek formül Suç=Ceza. Acımak kelimesi zihninden çok uzun bir süre önce silinmiştir. Kimseye acımaz. Acımadığı kişilerin sonu daima ölümle sonlanmıştır. Ruhsal durumu bir anda değişebilir .Mutlu ve neşeliyken aniden suratsız ve huysuz bir insana dönüşebilir. Onu anlamak zordur. Genellikle haklı olduğunu savunur. Fakat bazen bambaşka bir tutum takınır. Bu değişkenliği çevresini rahatsız edebilir. Ama o, değişkenlikten büyük zevk alır. Bir şeye ya da bir yere bağlı kalmak istemez .Sürekli farklı arayışlar içindedir. Bu arayışları onu farklı ortamlara iter. Konuşma ve blöf yapma yeteneği vardır. Zekidir ve zekasına aşırı derecede güvenir. Öğrenmeyi çok sever. Her işe yatkındır. Hızlı düşünür ve fikirlerini hayata geçirmede bu süratini gösterir. Zora düştüğü durumlarda kontrolünü ve soğukkanlılığını kaybetmeden çözüm üretebilir Her konuda kednine güvenir. Kurnaz, enerjik ve zeki bir kişiliği vardır. Yaşamın her alanında tutkuları vardır. Daima başarıyı yakalamak ister. Başarıyı yakaladığındaysa, kendine yeni bir hedef belirleyip yeniden mücadeleye başlar. Kelimelere fazla ihtiyaç duymaz. Çünkü içindekileri gözleriyle anlatır. Bir bakışından sevgisini ya da nefretini anlayabilirsiniz. Kuşkucu bir karaktere sahiptir. Kolay kolay inanmaz. Fakat inandığı konuyu savunurken asla taviz vermez. Fiziksel olduğu kadar manevi açıdan da güçlüdür. Kendini kandırmaz. Gerçekle acı da olsa yüz yüze gelmekten çekinmez. Rahat ve huzurlu yaşamı sever. Çünkü bunlar kendini başarılı hissetmesini sağlar. Herkesin kolay kolay altından kalkamadığı sorunları anında çözebilecek pratik bir zekaya sahiptir. Alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemez. En kötü huyu inatçılıktır. Yönetilmekten ve emir almaktan hoşlanmaz. Fikrini söylediği anda konu kapanmıştır ve bir daha onu asla yolundan çeviremezsiniz. Bunun yanı sıra, ileri görüşlüdür. Geleceğe dair tahminleri genellikle gerçekleşir. Tahminden kasıt o an hissettikleri yakın bir zamanda olabilecekleri de gösteriri. 6. hissi çok kuvvetlidir. Ölümü bir son olarak görmez bu yüzden de ölümden korkmaz. Kendi gücünü sınayabileyeceğini, mücadele ve cesaret gerektiren sporlardan hoşlanırlar. Sıra dışı görünüme sahip bakışlarından tanımak mümkündür.
RP: Rp'niz herhangi bir konuda olabilir ama vampirlere katılabilmek için güzel bir Rp yapmanız şart(:
Uzun süre attığı çığlıklara karşılık bulamayınca yorgun düşmüş olsa gerek,ayakları kırılmak üzere olan eski bir kanepenin üzerinde uyyuya kalmıştı. Uyuyor izlemini veren yüzünün altında,şehir merkezindan uzak çok eskilerden kalma tarihi köşkten kurtulmayı kurtarılmayı bekleyen bir ifade saklıydı. Uzundığı kanepede korkunç kabuslar görmüş gibi sıçradı. Ağlamaktan şişmiş olan göz altı torbalarından buz mavisi gözleri belli olmuyordu. Umutsuzca;kangren olmasına ramak kalmış ellerine bağlı,kalın ipleri çözmeye çalışıyordu. Gözlerini elindeki ipi kesebilecek birşey ararcasına eski salonda gezdirdi. Burası daha çok yemek salonuna benziyordu. Yemek salonu olduğu eski masanın üzerinde birkaç damla kan ile kirlenmiş masa örtüsü,beş gümüş tabağın üzerinde yılların vermiş olduğu lekeler ve paslanmaya yüz tutmuş çatal,bıçak...Ellerini birbirine bağlayan kalın ipi kesmekte işi yarayabileceğini düşündü. Uzandığı kanepeden kalmak istedi. Ne varki ayaklarıda bağlı olduğunu hissedemedi. Kendini yerde bulunca,ayağa kalkamayacağını anlayınca sürünmekten başka bir çare olmadığını düşündü. Süründükçe elbisesinin açılan eteğini kapatma çabasını göstermek istedi fakat ellerine bağlı olan bu ipler izin vermiyordu. Belinin üzerine kadar açılan eteği indiremediğinden uzun pürüzsüz bacaklarında derin çizikler belirmeye başladı. Her zaman dümdüz görünen göbeğinin üzerinde çizikler oluştu. Canının yandığı,bacaklarından ve belinde çizikler olduğunu bilsede hiç durmadan devam etti.
Masanın yanına varmış olması herşeyin bittiğini göstermiyordu. Sırada masanın üzerindeki bıçağı almak vardı. Ayağıya kalkamayacağını bildiğinden masasının ayaklarına kadar uzanan beyaz masa örtüsünün aşağıya doğru çekerek almayı düşündü. Bu durumda kendisinide riske atmış olucaktı. Bıçkalardan birisi ona saplanabilridi. Masa örtüsünün sıkı tuttu ve sert tahtanın bedenini zedelenmesini aldırmadan yuvarlandı. Zarar görmeyen gümüş tabakların ardından düşen porselen tabakların parçaları etrafa saçıldı. Kendisini bu parçalardan korumak için birbirine bağlı olan eleriyle yüzünü kavradı. Camdan kadehler teker teker kırldı. Bu gürültüye dayanamayan köşk titredi. Yere düşen bıçağı almak için tahtanın üzerinde binbir parçaya ayrılmış olan cam kırıklarına aldırmadan süründü. Bedenine saplanan cam kırıkları canını yakasada ,kurtulması için paslanmış bıçaklardan birsini alması gerekiyordu. Zar zor eline aldığı bıçakla ipi naısl keseceğini düşündü. Bir eliyle ipi kesemeyeceğini anlayınca bıçağı ters çevirdi. Bıçaktan ayrılmak üzere olan tahta sapı ağzıyla kavrayarak ipi kesmeye çalıştı. Körelmiş bıçağı ipe sürttükçe toz çıkıyordu. Bıçak ne kadar körse,ipte kalın görünmesine rağmen zayıftı. Ellerini birbirine yapıştıran ip ,uzun uğraşlar sonunda koptu. Morarmış bileklerini ovuşturmaya çalışıyordu. Onları kesilmek kurtarmış olmasının sevinci,vücundundaki çiziklerin,ıyrkların sızlamalarıyla buruşan yüzü,beynine bir tokat gibi çarpan henüz hamile olduğu bebeğine zarar gelme olasılığının yüksek olması hüznüyle gözleri doldu. Ayaklarındaki ipi hızla çözdükten sonra ayağıya kalktı.
Elbisesine ve bedenine saplanan cam kırıntılarını hızlı bir hamleyle temizledi. Yeni yeni düşünmeye,kafasını toplaya başlamıştı sanki. Aklından geçen sorular kafasını iyice karıştırmış gibiydi. Kim getirmiş bu eski köşke Néuvenia'ı ? Neden getirmişti,kim ne istiyordu ondan? Aklının bir köşesinde yerleştirdiği bu sorunların cevaplarını almak veya bu köşkten kurtulmak üzere başka bir odaya kapının demir kolarını kendine çekerek açtı. Gördüğü manzara karşıısnda çıldırmamak için kendini zor tuttu. Sevdiği adam Micheal tarafından öldürülmüştü. Kimdi bu Michela? Tarihe gömülmüş eski aşıklardan birsi miydi? Néuuvenia'yı elinden aldığı için AndreW'den intikam almaya gelen birsiydi. İntikamını çoktan alan gözü dönmüş acımazsız biri...Andrew'ı yerde görünce yanına doğru koştu. Gözle yaşları minyatür bir şelale oluşturdu sanki. Dinmek binyen gözyaşlarıyla Andrew'in cansız bedenine sarıldı.Sanki derin bir uykuya dalmış,kısa bir süre sonra uyanıcakmış gibi geliyordu Néuvenia'ya. Arkasında kahkahlar atan Michela baktı. "Ne istedin ondan Micheal ? "sesinde bu cevabı bekleyen öfkeyle hüznün ortaya çıkaran bu tiz ses köşkte yankılandı. Sanki heryere ses sistemi yerleştirilmişti. Heryerden sesler yükseliyordu. "Aslı o benden ne istedi?Seni elimden aldı.O adam hayatımı çaldı. Sen benimdin Néuvenia benim kalmalıydın!"dedi. Unutulmuş tarihlerden kalan konuşlara benziyordu. Kafasının Andrew'in solgun yüzüne çevirdi. Gözlerini onun yüzünden ayırmak istemesede onun siyah kot pantlonun cebini kapatan gömleğinin altından görüen asayı sessizce eline aldı. Hiç düşünmeden Micheal dönerek " Sen beni değil ölmeyi hak ediyorsun Michela ! Avada Kedavra ! " Soğuk kanlılığını korumayı iyi biliyordu,fakat göz yaşlarına AndreW'in cansız soğuk bedeninden alamıyordu.
Hıçkırıklarları tüm köşkü sardı. Sevdiği asamın cesede ve ondan olan karnındaki bebek zarar gördü veya öylece ölmüştü. Bunu tanrıdan başka kimse bilmezdi. Andrew gibi tahtalarından üzerine uzandı. Andrew'in cansız bedenine sarıldı. Onu ölü yerine değilde,hayattaymış gibi nunla konuşuyordu. Ne zayık ki çıldırmıştı Néuvenia. Elini karnındaki bebeğe koyarak Andrew'in kulağına fısıldadı " Sevgilim,bebeğimizin sesini duyabiliyor musun ? "dedi. Dakikalarca,saatlerce yanından kalkmadı,kalkmayacaktıda. Aradan geçen birkaç saate Néuvenia'da sessizliğe aşkın verdiği acıyla daha fazla dayanamayıp sonsuza kadar gözlerini kapattı. Ölmemişti,fakat bir ölüden de farkı yoktu.
* | |
|
Misafir Misafir
| |