Vampir için Karakter Kartı
Tam Adı:Maximilyan Jack
Soyadı:Teodrakis
Yaşı:18 [1711'de dönüştürülmüştür.1697'de duğmuştur.Gerçekte 312 yaşındadır.]
İstediği klan(ayrıntlı bilgiler yukarıda):Venture
Meslek(öğrenci/doktor..):Öğrenci
Nelere Karşı Zayıftır
*Sevdiklerine karşı aşırı zayıftır
*Markaya aşırı zaafı vardır
*Çok yoğun kan kokusu
Sevdikleri
*Alışveriş yapmak
*Gezmek
*Kan
*Farklı giyinmek
Sevmedikleri
*Kendini beğenmişler
*Asil olmayan ve kalitesiz kişiler
*İğrenç giyinenler
*Çok soru soranlar
Fiziksel Görünüş
*Uzun boylu ve zayıfıtır.Gerçekte gözleri mavidir ama açlık derecesine göre renk değiştirir.Uzun saçları vardır.Arasıra piercing takar.Farklı görünmeyi ve farklı giyinmeyi sever...
Kişiliği
* Sevdiği insanları aşırı değer verir.İnsanları incitmekten korkar.Sevmediği insanları sözleriyle yerin dibine sokabilir.Farklı giyinir.Her zaman asil ve zarif bir insandır.Tam bir avrupalıdır.
RP: Rp'niz herhangi bir konuda olabilir ama vampirlere katılabilmek için güzel bir Rp yapmanız şart(:
*
'’Peki ya o sırtındaki ne?’’
Maxi’nin sırtında ters zambak şeklinde bir dövme vardı.
‘’O mu?Yeni yaptırdım.Ters zambak.’’
Maxi yalan söylüyordu.Sergei bunu anladı ama bir şey söylemedi.Gece evine dönen Sergei hemen bilgisayarının başına geçti ve ‘’ters zambak’’ dövmesini araştırdı.Okuduklarına inanamıyordu.
TERS ZAMBAK
1700’lü yıllarda Avrupa ve Balkanlar’da fahişelere ve eşcinsellere yapılan utanç damgasıdır.Kızgın demirle deriye bastırılarak yapılır…
Sergei bir açıklama bekliyordu.Maxi ona yalan söylemişti.Bunun hesabını sormalıydı bir an önce.Koşar adımlarla evden çıktı.Uçarak Maxi’nin evine gitti.Ama Maxi evde yoktu.Kaçmıştı.Olacakları hissetmiş ve kaçmıştı.Elindeki dosyaları yere atarak koşmaya başladı.Koşabildiği en yüksek hızla koşuyordu.İnsanlar onu fark etmiyordu bile.Artık koşmaktan yorulmuştu.Durdu ve etrafta Maxi’yi aramaya başladı.Sonunda onun bir apartmanın çatısında oturduğunu fark etti.Tek bir hamleyle çatıya çıktı.Maxi Sergei’den kaçmadı.Gerçekleri anlatmaya hazır gibiydi.
‘’Niye bana yalan söyledin?’’
‘’Ne söylememi bekliyordun…’’
‘’Gerçekleri söylemeni bekliyordum.Ama sen bana yalan söyledin.’’
Maxi sinirli bir şekilde Sergei’nin suratına baktı.
‘’Gerçekten öğrenmek isityormusun?’’
‘’Evet istiyorum.’’
Maxi tişörtünü çıkardı.
‘’Dövmeye dokun!’’
Sergei etrafı bulanık görmeye başladı.Maxi’nin anılarına gidiyordu.Sonunda etraf berraklaşmıştı.Başka bir zamana ve yere gelmişti.Sergei 1700’lü yıllarda Yunanistandaydı.Geceydi ve insanlar bağırıyordu.Kalabalığa doğru yürüdü.Kimse onu görmüyordu.Biraz dahda ilerledi ve kalabalığın içine girdi.Kalabalığın niye toplandığını anlamıştı.3 adamı ellerinden bağlamışlardı.Vücutları yara bere içindeydi ve kıyafetleri parçalanmıştı.Köylüler onlara küfürler ve hakaretler savuruyorlardı.Sergei biraz daha dikkatli baktı.Gözlerine inanamıyordu.En başta duran ve yüzü yara bere içinde olan Maxi’ydi.Yanlarında da kızgın ateşin içinde demirle uğraşan bir demirci vardı.Kızgın demiri çıkardı.Demirin ucunda zambak işareti vardı.Köylüler zevk çığlıkları atıyordu.Demirci kızgın demiri Maxi’nin sırtına yapıştırdı.Köylüler zevk,Maxi acı çığlıkları atıyordu.Buna daha fazla dayanamayan Sergei bağırdı ve anıdan geri çıktı.
‘’Şimdi öğrendin mi?’’
Maxi’nin yanaklarından gözyaşları süzülüyordu.
‘’Şey…ben…çok özür dilerim.Seni üzmek istemezdim.’’
Maxi’nin yanına yaklaştı ve ona sarıldı.Kendini geri çekmedi Maxi.
‘’Ne olursan ol ve ne yapmış olursan ol seni çok seviyorum ve sevmeye devam edeceğim.Çünkü ben seni bu halinle seviyorum.’’
Maxi cevap vermedi ama kafasını Sergei’nin omzuna koydu.Gecenin karanlığında uzun süre öyle kaldılar…