Twilight RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Alacakaranlık RPG dünyası...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Giselle de Loussier

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Giselle de Loussier




Mesaj Sayısı : 7

Giselle de Loussier Empty
MesajKonu: Giselle de Loussier   Giselle de Loussier I_icon_minitimePerş. Tem. 16, 2009 4:10 pm

Vampir için Karakter Kartı

Tam Adı: Giselle
Soyadı: de Loussier
Yaşı: 178 /16
İstediği klan(ayrıntlı bilgiler yukarıda): Malkavian
Meslek(öğrenci/doktor..): Vampir


Nelere Karşı Zayıftır
* Kan - Kirli ya da temiz her türlü kan kokusu onu avına çeker.
* Sevmek - Böyle bir olay nadiren de olsa birine değer vermekten nefret eder.
* Kurtadamlar - Yüzlerce yıldır düşmanı olduğu bu yaratıklardan tiksinir.

Sevdikleri
* İnsan kanı - Hayvan kanı içenleri zavallı olarak görür, ona göre kimse kendi varlığını değiştirmeye çalışmamalıdır.
* Avıyla oynamak - Nasılsa elinden kaçamayacağını bildiği için, avını korkutmayı sever.
* Mantıksız davranmak - Sonsuzluğunun ilk gününden beri yaptığı deliliklerle ünlüdür.
* Sessiz ve sakin ortamlar - Gürültüden pek hoşlanmaz.

Sevmedikleri
* Kurtadamlar - Onlara saldırmak için yanıp tutuşur.
* Kurallar - Sonsuz bir yaşamda, kurallara ne ihtiyaç duyulur ki?
* Güneş - Avlanmasını engelleyen güneşten pek haz etmez.
* Kalabalık - Çok yoğun ortamlarda bunalır.
* Gürültü - Fazla ses, hassas kulakları için pek iyi değildir.


Fiziksel Görünüş
* Beline dek uzanan doğuştan soluk sarı saçları, süt beyazı diye tabir edilebilecek açık bir teni, iri gözleri ve düzgün küçük bir burnu vardır. Gözlerinin doğal rengi mavi olmakla birlikte, insan kanıyla beslenen bir vampir olduğu için değiştikten sonra kırmızı rengine dönmüştür. Uzun boyludur, bedeni ince ve narin görünümlüdür.


Kişiliği
* Olaylara ne tepki vereceği asla bilinemez, o anda komik bulduğu şeyleri, birkaç gün sonra sıkıcı ya da berbat bulabilir. İnsan olduğu zamanlarda sorunlu bir ailede büyümüştü ve ne zaman zevk alacağı bir şeyi yapmaya kalksa, hemen kurallar devreye girmiş ve parmaklık görevi görerek amacına ulaşmasını engellemişti. Kurallardan o zamanlardan beri nefret etmektedir, bu sebepten dolayı başına buyruktur ve kurallar onun için pek bir önem taşımaz. Kafasına bildiğini yapar. Çok sert ve acımasız olabilse de zaman zaman insani yönü kendini gösterir ve o bundan nefret eder. İnsanlıkla ilgili bütün şeyleri küçük düşürücü bulur ve güçsüzlüğün simgeleri olduğunu düşünür. Yüz seneden fazladır yaşıyor olmasına rağmen bir yenidoğan kadar dikkatsizdir ve kan kokusuna karşı hala çok hassastır.


RP: Rp'niz herhangi bir konuda olabilir ama vampirlere katılabilmek için güzel bir Rp yapmanız şart(:

Oldukça yorucu ve zorlu bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi geçirmişlerdi. Hızı, en iyi yarış süpürgelerini bir kenara atın, Quidditch oyununda, kendisini yakalayan takıma tamı tamına 150 puan kazandıran, küçük, altın ve en önemlisi inanılmaz derecede süratli bir top olan Snitch'le kıyaslanabilecek düzeyde olan, küçük, garip bir canlıyla karşı karşıya gelmiş ve muhtemelen mağlup gelmişti. Küçük bir ihtimal dondurma büyüsü - 'Desmevo! - hedefe isabet etmiş ve lanet olasıca Rigoros'u vurarak onu dondurmuştu, sonuçta sınıfı katlederken sarf ettiği her büyünün ardından bir şeylerin kırılma sesi kulağına çalınırken, son seferde hiçbir ses duymamıştı. Bilmiyordu. Bu tedirgin edici dersin ardından, iki kız da - Victoria ve Psyche - yorgunluklarını üzerlerinen atmak ve yorucu geçen bir saatin acısını çıkartmak amacıyla kızlar yatakhanesinde oturmuş dersler, arkadaşlar, eğlence ve daha birçok şey konusunda muhabbet ediyorlardı. Eğlenceli vakit geçirir ve dinlenirken zamanın su gibi akıp gittiğini ikisi de fark edememişti anlaşılan. Psyche hazırlıklarını yapmak için saatin kaç olduğuna baktığında, Tılsım'ın gelip çatmış olduğunu dehşete düşerek gördü. Zaman çok çabuk görünmüştü ve eğer ikisi de acele etmezlerse, geç kalacaklardı. Bir gün içinde ikinci kes derse yetişme telaşıyla karşı karşıya kalıyordu, harika. Bu gün neler oluyordu ona böyle ? Tek bildiği, bir süre daha böyle sorumsuzluk yapmaya devam ederse sınıfta kalacağı ya da okuldan atılacağıydı. İki kız, telaşla çantalarını sırtlarına taktıktan sonra yatakhaneden ok gibi fırlamışlardı. Hızlı adımlarla yürürken Psyche ikide bir saate bakıyor, aynı zamanda da kıyafetindeki kusurları - örneğin kırışmış eteği, gömleğinin süveterinden çıkan kısımları - düzeltiyordu. Çok da uzun sürmeyen bir arayıştan sonra, tılsım dersini bulmuşlar ve içeri girmişlerdi. Tekrar sol kolundaki saate göz gezdirdi. Şükürler olsun. Son dakika golü denen şey bu olsa gerek. Derse tam başlaması gereken dakikada yetişmişlerdi. İki arkadaş sınıfta yerlerini alırlarken, nefes nefese kalmış Psyche, rahat bir soluk aldı ve bir önceki derste yarattığı karmaşa yüzünden garip garip kendisine bakan kişileri görmezden geldi, çıkışta her birinin canına okuyacaktı ancak şu anda kendini tümüyle derse adaması gerekiyordu, ne yapmaları gerektiğini yeni anlatmaya başlayan Profesör Felicis'i dikkatle dinlemeye koyuldu. Anladığına göre, daha önceden öğrendikleri, asadan ışık yakma sihrinin karşı büyüsü olan 'Nox Finite' üzerinde çalışmaları gerekecekti. Bunu başarabileceğine inanıyordu, birinci sınıftan beri muska büyüleri üzerinde gerek kitap karıştırarak, gerek deneyerek yeterince - neredeyse her gün en az yarım saat - fazla çalışmamış mıydı zaten ?

Sol elinde - Psyche bir solaktı - yumruk yaparak tuttuğu asasını, daha da sıkı kavradı. Öyle sıkı ki, avucuna geçirdiği tırnakları yüzünden canı yanmıştı, ancak aldırmadı. Hiç olmadığı kadar hırslanmıştı, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'daki gibi bir fiyasko daha gerçekleşmeyecekti, bu sefer, son gülen kendisi olacaktı. Olmak zorundaydı. Başarısızlığa uğramayacaktı, bütün yaz, okul dışında büyü yapma yasağı yüzünden, kitaplardan öğrendiği büyülü sözcükleri yalnızca telaffuz ederek çalışmakla yetinmişti, bu arada yalnız kaldığı zamanlarda ansiklopediler karıştırmış, kendini bu yıla hazırlamıştı. Bütün çabalarının boşa gitmesine izin vermeyecekti. Belki küçük bir büyüydü, ancak o bunu neredeyse ölüm kalım meselesi haline getirmişti. Hem zaten derslere geç kalmayı her seferinde kılpayıyla kaçırıyordu, bir de bunun üzerine beceriksiz sıfatına layık görülmeye dayanamazdı. Kendini cesaretlendirmeye çalıştı, 'Bunu yapabilirim. Gereken yeteneğe sahibim.' Annesi de sürekli onu, kalkıştığı işlerde başarılı olabilmesi için sürekli bu tür sözlerle teşvik ederdi. İçinde bir şeyler sızladı, her ne kadar nefreti daha baskın çıksa da, içinde bir yerlerde onu özlediğini hissediyordu. Düşüncelerinden sıyrılarak kendine geldi, aklı başka yerlere kaymamalıydı. Bazı kişiler denemeye başlamıştı bile, acele etse iyi olacaktı. Ancak ondan önce diğerlerinin ne sonuçlar aldığını izlemeye koyuldu. Ortalık, büyüyü yapan bazı kişilerin seslerinin çınlamalarıyla doluydu. Oluşan bazı manzaraları muzaffer yüzlü öğrenciler ve ışığını söndürebildikleri asaları süslüyordu, bazıları küçük sevinç gösterileriyle yetinmiş, bazıları ise bunu oldukça göze görülür bir biçimde yapmışlardı. Oluşan bazı manzaralarsa kimilerine göre dehşet verici, kimilerine göre - bu kimileri de belki de yalnızca Psyche oluyordu - katıla katıla gülünecek derecede komik gelebilirdi. Bir çocuk büyüyü söyledikten birkaç saniye - büyük bir ihtimalle yanlış telaffuz ettiğinden - sonra, hafife alınamayacak büyüklükte bir patlama sesi duyulmuş ve sınıftaki her bir öğrenci başlarını ona çevirdiklerinde, çocuğun saçlarının diken diken olduğunu ve yüzünün de sanki kömür havuzunun içine düşmüşçesine koyu renk bir lekeyle kaplandığını görmüşlerdi. Başka bir öğrenci, yanlışlıkla başka birinin asasını tavana yapıştırmıştı. Ve etraf, bu tip kazalar yapanlarla doluydu. Tam bir fiyasko. Resimlerini çekip, okulun duvarlarına yayınlatmak ne eğlenceli olurdu ama. Tam da olay çıkartmayı sevenlerin yapacağı türden bir iş. Kalsın.

Haylazlardan biri olsa, Psyche böyle bir şey yapmayı düşünebilirdi. Ancak o bütün öğretmenlerinin gözünde, tamı tamına bir 'Uslu Kız'dı. Derse katılımcı. Çalışkan. Dakik. Disiplinli. Her ne kadar özel yaşamında çok daha farklı biri olsa da, profesörlerin gözünde bu tabloyu çizmekte çok başarılıydı. Bir profesörden hoşlanmaz ve onun yaptığı herşey gözüne batarsa, yine de dıştan belli etmez ve içinden söver, buna karşılık yüzüne gülüp bol bol yağ çekerdi. Evet, yağ çekmek. Belki biraz hilekarlara yaraşır türden bir davranış gibi görünüyordu ama o olmasa da bu işi yapacak birileri vardı muhakkak, neden o eksik kalsındı ki ?


Hadi yapalım şu - lanet olasıca - işi.

Mırıldandıktan sonra, gözlerini yavaşça, hala sıkı sıkı tutmakta olduğu asasına çevirdi. Bütün gününü gerzekçe etrafına bakarak geçirecek hali yoktu ya ?! Bir an evvel büyülü sözleri söylemesi gerekiyordu. Bunu yapabilirdi. Yapabilir miydi ? İç sesini susturmaya çalıştı, kendine güveniyorsa neden olmasın ki. Peki kendine güveniyor muydu ? İşte bu meçhuldü. İç dünyasında kendi kendine kavga etmekte olduğunu fark etti, deliriyor muydu ne ? Kendine gelerek neredeyse duyulamayacak kadar kısık bir sesle fısıldadı, Lumos. Asasının ucunda belirgin bir ışık belirmişti. Senelerdir kullandığı bir büyü olduğundan, bu büyüyü yapmak da söylemek kadar kolaydı. Bunun, Nox Finite için de geçerli olmasını umuyordu Psy. Kıyıda köşede birikmiş ne kadar soğukkanlılığı varsa hepsini topladı.

Nox finite.

Bunu söylerken, sesinin ne kadar sakin çıktığına hayret etti. Sanki az önce öylesine ikilemde kalan ve tedirginlik yaşayan kendisi değildi de bir başkasıydı. Yüksek sesle telaffuz ederken, aslında bir bakıma melodik bile sayılabilirdi sözcükler. Ansızın elinde bir titreşim duyumsadı ve kendini garip hissetti, büyüyü yapmayı başarıp başaramadığını bilmiyordu, aslında büyülü sözcüklerin ne olduğunu bile unutmuştu. Tek istediği buradan bir an önce çıkabilmekti. Büyünün başarılı olup olmadığına bakmadan, asasını cebine yerleştirdi ve kitabını, tüy kalemini, defterini de çantasına tıkıştırdı. Bu günkü derslerin bitmiş olmasına az biraz üzülmüştü, yarınki ders programları felaketti ne de olsa.

Çantasını sırtlandıktan sonra profesöre hafifçe selam verdi - nezaketen - ve kendini sınıftan dışarı attı. Bir an önce yatakhanesine gidip yatağına yumulmak ve rüyalarına dalmak istiyordu, bol bol sessizliğin ve okunacak zevkli kitapların bulunduğu, yorucu derslerin ve sınavların yapılmasının yasak olduğu rüyalarına.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Giselle de Loussier Empty
MesajKonu: Geri: Giselle de Loussier   Giselle de Loussier I_icon_minitimePerş. Tem. 16, 2009 10:41 pm

Rp mükemmel!

MAlkavian'sın. (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Giselle de Loussier
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Lothrie Giselle Lytnéva

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Twilight RPG :: Karakter :: Seçim-
Buraya geçin: